Saadet Partili Sercan Gözegir açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
"Okullarımı açılıyor. Yeni eğitim ve öğretim yılının hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Allah öğretmen, öğrenci ve velilerimize sabır versin. Zira sorunların adeta çığ gibi üzerimize geldiği bir süreç yaşıyoruz. Böylesi anormal zamanlarda en çok etkilenen maalesef yavrularımız oluyor. Dolayısı ile öğretmenler ve veliler de dolaylı olarak bu süreçte yıpranıyorlar"
“Küçük yavrularımıza musallat olan kirli eller…”
"Evvela insanımız kendini emniyette hissetmiyor. Bakın yarın okullar açılacak. Çocuklarımız her gün okula gidip gelecek. Tedirginlik giderek artıyor. Bu ortamda velilerimiz ister istemez, kara kara düşündürüyor. Evvela sokaklar artık tekin değil. Her gün başına bir iş gelebilir kaygısıyla yaşamak ne kadar korkunç. Küçük yavrularımıza musallat olan kirli eller elini kolunu sallaya sallaya içimizde geziyor. Her yaş grubundan yavrularımızı hedef alan değişik hastalıklı bireylere karşı önlem alınamıyor maalesef. Bir de güya toplumun yararına gibi görünen kadın programları sayesinde, bu ahlaksız ve hastalıklı bireyler her geçen gün daha da pervasızlaşıyorlar"
“Yazık günah değil mi?”
"Gençlerimizi uyuşturucu, kumar, alkol, sigara gibi tuzaklar içine çekmeye çalışan mihraklarla “…mış gibi” yaparak mücadele edilmez. Böyle yaptığınız sürece evlatlarımızın birer yitip gittiğini acı içinde seyredeceğiz. Yazık günah değil mi? Başta uyuşturucu olmak üzere tüm zararlı alışkanlıklarla topyekün fert fert mücadele edilmelidir. Gençlerimizi sanal bahis veya sanal olmayan bahis ve kumar gibi kolay para kazanma tuzaklarından da kurtarmak zorundayız. Bu tip legal, illegal kumar alışkanlıkları eğitimin amacını ortadan kaldırmaktadır. Bu kadar tuzağın olduğu bir ülkede veliler, öğretmenler nasıl tedirgin olmasın?"
“Vebalini ödeyemezsiniz”
"Velilerimizi endişelendiren bir diğer husus da okul masrafları. Çünkü bu masraflar artık dayanılabilir gibi değil. Eğitim masraflarını karşılayamayan milyonlarca insanımız var. Daha bir iki gün önce çanta alamayan bir kız çocuğunun röportajını izledik. İzlerken yüreğimiz parçalandı içimiz burkuldu. Beslenme çantasına sadece ekmek koyup okuluna giden çocuklarımız var. Bu ülkenin çocuğu hayal kuramıyor. Şimdi diyeceksiniz ki, “Olur mu öyle şey? Hangi öğrenci açlıktan ölmüş?”. Artık bu tezviratları bir kenara bırakın. Durumun vahametini anlamak için insanların sokakta illa düşüp ölmeleri mi gerekiyor? Ya da kaç öğrencimizin sıkıntılı bir şekilde okula gelip gitmesi anlamız için yeterli olur. Böyle diye diye memleket ne hale geldi? Artık gerçekleri görün. Yoksa bunun vebalini ödeyemezsiniz"