Odunpazarı Kent Konseyi İklim Krizi ve Çevre Çalışma Grubu Kolaylaştırıcısı Nezahat Telci, 22 Mart Dünya Su Günü vesilesiyle suyun hayatımızdaki kritik rolünü vurgulayan açıklamalarda bulundu. Telci “Bugün, suyun yaşamımızdaki hayati önemini bir kez daha hatırlıyoruz. Su, yalnızca bireysel ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmaz, aynı zamanda endüstriyel faaliyetlerin sürdürülebilirliği için de kritik bir kaynaktır” dedi.
Nezahat Telci, verilerle uyardı
Telci, Türkiye’nin yıllık ortalama yağış miktarının yaklaşık 574 mm olup, bunun 450 milyar metreküp suya denk geldiğini belirtti. Ancak, tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyelinin yılda ortalama 112 milyar metreküp olduğuna dikkat çekerek, bunun yaklaşık 57 milyar metreküpünün kullanıldığını ifade etti.
Nezahat Telci’nin açıklamasına göre, 2022 verilerine göre suyun sektörel kullanımı sulamada 44 milyar metreküp (yüzde 77) içme, kullanma ve sanayide 13 milyar metreküp (yüzde 23) şeklinde oluştu.
Maden ocaklarının yoğun su kullanımına dikkat çekti
Telci, sanayi ve endüstri alanında su tüketiminin önemli bir yer tuttuğuna vurgu yaparak, 2022 yılında organize sanayi bölgelerinin 0,14 milyar metreküp, imalat sanayisinin 2,80 milyar metreküp ve termik santrallerin 8,88 milyar metreküp su çektiğini belirtti.
Maden ocaklarının da yoğun su kullanımına sahip olduğunu kaydeden Telci, sadece Uşak Kışladağ Altın Madeni Ocağı'nın 2023 yılında 1,13 milyon metreküp ham su çektiğini ve şirketin 2024 yılık su raporunda toplam su tüketiminin 1,89 milyon metreküp olarak belirtildiğini söyledi.
Su krizi ve Türkiye'nin geleceği konusunda analizler
Bazı havzalarda suyun aşırı ve dengesiz kullanımının ekosistemleri tehdit ettiğine dikkat çeken Nezahat Telci, "Su kaynaklarımızın kendini yenileme kapasitesi aşılmış durumda. Bu da yeraltı su seviyelerinin düşmesine ve su kıtlığı riskinin artmasına yol açıyor" dedi.
Telci, kişi başına düşen yıllık su miktarının 2000 yılında 1.652 metreküp iken, 2022'de 1.322 metreküpe düştüğünü belirterek, Türkiye’nin su stresi yaşayan bir ülke haline geldiğini vurguladı.
Dünya Kaynakları Enstitüsü'nün (WRI) 2040 projeksiyonuna göre, Türkiye'nin su stresi seviyesinin %30 artacağı ve en fazla su stresi yaşayan 27. ülke olacağı öngörülüyor.
Su krizinin sosyal etkilerini de anlattı
Nezahat Telci, su krizinin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve jeopolitik boyutlarının da olduğuna dikkat çekere “Su kaynaklarına bağımlı tarım ekonomileri ciddi risk altında. Tarımsal üretimde verim kaybı, gıda güvenliği sorunları, sosyal huzursuzluk ve kitlesel göçleri tetikleyebilir” dedi.
Su kaynaklarının azalmasının, Türkiye'yi göç baskısı altına alabileceğini belirten Telci, "Ülkemiz milyonlarca insanın göç baskısıyla karşı karşıya kalabilir. Bu durum sınır güvenliği, altyapı, su kaynakları ve ekonomik dengeler üzerinde ciddi etkiler yaratacaktır" dedi.
Telci şöyle konuştu;
"Yakın dönemde Ortadoğu ülkelerindeki savaşlar ve iç karışıklıklar nedeniyle, büyük göç alan Türkiye, bu kez de Fırat ve Dicle gibi tatlı su kaynağına sahip olması nedeniyle, iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması, kuraklık ve tarımsal üretimdeki düşüşten etkilenen topluluklar tarafından göç edilecek ülke haline gelebilecektir"
“Suyu korumak için basit ama etkili adımlar var”
Nezahat Telci, su tasarrufu konusunda bireylere ve kurumlara çağrıda bulunarak, "Suyumuzu korumak, yalnızca bugünün değil, gelecek nesillerin de yaşam kalitesini güvence altına almak demektir" dedi.
Bireysel olarak alınabilecek önlemleri sıralayan Telci “1 dakika daha kısa duş almak yılda 9.000 litre su tasarrufu sağlar. Damlatmayan musluklar ayda 1 ton su kaybını önler. Diş fırçalarken musluğu kapatmak yılda 4,5 ton su tasarrufu sağlar. Su tasarruflu cihazlar kullanılarak evdeki su tüketimi yüzde 50 azaltılabilir” ifadelerini kullandı.
Telci, toplumsal iş birlikleriyle eğitim ve farkındalık kampanyalarının artmasının şart olduğunu belirterek, "Tasarruf, en büyük su kaynağıdır" sözleriyle açıklamalarını sonlandırdı.