Eskişehir, Anadolu’nun tam kalbinde yer alan ve binlerce yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biridir.

Bugün modern bir kent kimliği taşıyan Eskişehir, tarih boyunca stratejik ve kültürel bir merkez oldu. Şehrin adı, Türklerin Anadolu’ya gelişiyle ortaya çıkmıştır ve eski yerleşim merkezi olan antik Dorylaion’un yakınlarında kurulan bu yeni şehir, zamanla Eskişehir adını almıştır. Eskişehir'in eski adı Friglere dayanan tarihine bakıldığında Dorylaion olarak biliniyor. 

Anadolu Selçukluları, Eskişehir'i Marmara tarafına yapılan akınlar için bir kışlak yeri olarak kullandı. Eskişehir'in çevresindeki topraklar Konya'daki Selçuklu sultanına ulaşan bir ön saha olup Sultanönü olarak da  anılmaya başlandı.

Eskişehir, Sakarya Nehri’nin kolları olan Porsuk Çayı ve Sarısu Deresi’nin şekillendirdiği verimli Eskişehir Ovası üzerinde kuruludur. Stratejik konumu sayesinde tarih boyunca önem kazanmıştır.

Hititler, Frigler, Roma ve Bizans gibi birçok medeniyetin izlerini taşıyan Eskişehir, Selçuklular döneminde bir Türk yerleşimi olarak gelişmiş ve Osmanlı’nın ilk fetih alanlarından biri olmuştur. Osmanlı tarihindeki ilk cuma hutbesi, Karacahisar Kalesi’nde okunmuş ve bu bölge Eskişehir ile birlikte Osmanlı’nın temel taşlarından biri haline gelmiştir. 

Kurtuluş Savaşı sırasında işgale uğrayan Eskişehir, 2 Eylül 1922’de yeniden Türk topraklarına katıldı. Cumhuriyet döneminde hızla kalkınan şehir, demiryolu ve sanayi hamleleriyle modern bir ticaret ve kültür merkezi haline gelmiştir.

Bugün Eskişehir, üç üniversitesinin yanı sıra tarihi Odunpazarı evleri, Adalar Porsuk gibi meşhur bölgeleri ve tarihi turistik çok sayıda mekanlarıyla Türkiye’nin en gelişmiş şehirlerinden biri olarak adını gururla taşıyor. 

Kaynak: eskisehirpostasi.com