Eskişehirspor Taraftarlar Birliği Başkanı Murat Diri veda etti. Diri "Bunca sene sevdamın önüne hiçbir şeyi koymadım ama artık değişim gerekiyor. Söylenmemiş besteler, boyanmamış pankartlar gidilmemiş deplasmanlar belki çok var ama bu soylu sevdama artık veda etmek zorundayım. Veda derken artık tribünlerin setinde olmayacağım. Dernek başkanlığı yapmayacağım. Yoksa Eskişehirspor sevdasının neferi olmaya ömrümün sonuna kadar devam edeceğim, ömrümün sonuna kadar Eskişehir'in kavgasını sürdüreceğim" diye konuştu. 

Murat Diri duygu dolu açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“Bu şehrin sokaklarında büyüdüm, bu şehirde ben oldum. Bu şehirde öğrendim sevmeyi, dövüşmeyi, mücadele etmeyi, alnı ak başı dik gezmeyi…

Sevdaların en büyüğüne de işte bu şehirde kapıldım… Öyle bir sevda ki gençliğimi harcadığım, ömrümü verdiğim, özgürlüğümü bıraktığım, uğruna ölümlere gidip geldiğim… Ne korku vardı bu sevdamda ne de endişe… Sadece adanmışlık, sadece karşılıksız sevgi ve sadece siyah ve kırmızı…

Senelerce deplasman yollarında arma aşkıyla geçen hayatımda; hep haksızlıkların karşısına dikildim. Boynunda siyah kırmızı kaşkolu olan bir tek kardeşimi diğerine ezdirmedim. Dostlarımla beraber müptezelleri, yağmacıları, hırsızları, hapçıları, gaspçıları, bütün haşereleri çıkardık bu şanlı sevdanın çemberinden... Hiçbir vaziyette, hiçbir çıkmazda mücadele etmekten vazgeçmedim. Kuyunun en dibinde bile umut dolu adımlar attım. Terk edip gitmenin en kolayı olduğu zamanda dahi bir santim geri atmadım. Bedel ödemekten kaçmadım, ödetmekten de geri durmadım. Söylenmesi gereken her şeyi karşımdakinin gözbebeklerine dimdik bakarak söyledim. Eskişehirspor menfaatleri neyi nasıl gerektiriyorsa onu yaptım. Pankartını da boyadım, davulunu da çaldım, deplasmanını da yaptım, gırtlağımı da bıraktım, cezasını da yattım… Bu sevda uğruna vermediğim tek şey canımdı belki ama ben canımı olmasa da ömrümü verdim…

Bunca çile, bunca dert, bunca sıkıntı, hiç mi mutlu etmedi bu sevda beni?

Hayır! Kantarın topuzunda dert keder belki biraz daha fazlaydı ama bunca yıl EsEs’li olmanın gururu, onuru her şeye bedel. Başımız dik girdik, alnımız ak çıktık her şehire… Bunca yılın mücadelesi artık bazı vedaları da zorunlu hale getirdi. 1996 yılında ilk defa kapısından girdiğim Eskişehirspor tribünlerinde buralara geleceğimi bende hiç hayal bile etmemiştim. 2004 yılında Nefer tribünü kuruluşu, 2008 yılında Anadolu Yıldızı Derneği başkanlığı, 2011 yılında Eskişehirspor Taraftarlar Birliği kuruculuğu, 2018 Eskişehirspor İcra Kurulu, 2019 divan başkanlığı ve Eskişehirspor'a her kademede hizmet etme şerefine ulaştım. Yeri geldi çimleri biçtim, yeri geldi açlık grevleri yaptım, yeri geldi elimizde kumbara dilendim. Eskişehirspor yaşasın diye Her cefasını çektik ama yalnız bırakmadık. Geçip giden yıllardan bahsetmiyorum, harcanan bir gençlik var ortada… Feda olsun EsEs'im…

Bunca sene sevdamın önüne hiçbir şeyi koymadım ama artık değişim gerekiyor. Söylenmemiş besteler, boyanmamış pankartlar gidilmemiş deplasmanlar belki çok var ama bu soylu Sevdama artık veda etmek zorundayım.

Veda derken artık tribünlerin setinde olmayacağım. Dernek başkanlığı yapmayacağım. Yoksa Eskişehirspor sevdasının neferi olmaya ömrümün sonuna kadar devam edeceğim, ömrümün sonuna kadar Eskişehir'in kavgasını sürdüreceğim.

Bir hüzünlü şarkıydı belki bizim söylediğimiz fakat elbet bir gün sonu zaferle biten bir marşa dönüşecek. O kutlu günde omuz omuza sevineceğimiz günlerin umudu yüreğimde, o günün mutlaka gerçekleşeceği gerçeği beynimde…

Tüm tribün oluşumlarına, bandomuza, gurbetten tribünlerimize güç kuvvet verenlere, eski başkanlarımıza ve yönetimlere, şehrimizin ileri gelenlerine, bize inananlara güvenenlere, destekleyen arkamızda duran gencinden yaşlısına bugüne kadar bir gün bile olsa bize yoldaşlık yapan ve tüm Türk tribünlerindeki farklı renklerin ortak davasını yaşadığımız arma sevdalısı herkese selam olsun. Dost düşman herkes biliyor ki hakkını verdik, Eskişehir halkına yakışır bir tribün oluşturduk. Amigo Orhan'ın emanetini layıkıyla yukarıya taşıdık.

Ve artık veda zamanı...

Allah’a emanet!”