Cerrah, ameliyat sırasında hastasına dren yerleştirirken yanlışlıkla sol elini kesti. Kesilen bölge hemen dezenfekte edilerek bandajlandı. Ancak olayın üzerinden yaklaşık 5 ay geçtikten sonra 53 yaşındaki cerrah, elinde küçük bir yumru fark etti.
Yapılan testler sonucunda, yumrunun genetik olarak cerrahın eski hastasındaki kanser hücreleriyle aynı olduğu ortaya çıktı. Bu bulgu, kanserin cerraha bulaştığını doğruladı. Cerrahın elindeki kötü huylu tümör, cerrahi müdahaleyle çıkarıldı ve sonrasında yapılan iki yıllık takiplerde kanserin başka bölgelere yayılmadığı gözlemlendi.
Bağışıklık sistemindeki zayıflık belirleyici oldu
Bu son derece nadir durumun oluşmasında, cerrahın bağışıklık sisteminin yabancı kanser hücrelerini etkili bir şekilde reddedememesi önemli bir rol oynadı. Normalde vücudun bu tür hücreleri tanıyarak yok etmesi beklenirken, tümör çevresindeki yoğun enflamasyona rağmen kanser hücrelerinin büyümeye devam etmesi dikkat çekti.
Araştırmacılar, bağışıklık sisteminin bu tür yetersiz yanıtlarının organ nakli yapılan hastalarda daha sık görüldüğünü, ancak bir cerrahın ameliyat sırasında kanser hücrelerine maruz kalarak enfekte olmasının tıp tarihinde neredeyse eşi benzeri olmadığını vurguluyor.
Tıp dünyası için ders niteliğinde bir vaka
Cerrahın tedavisi başarıyla sonuçlanmış olsa da eski hastasında yaşanan komplikasyonlar nedeniyle hasta hayatını kaybetti. Olay, cerrahlar ve sağlık profesyonelleri için enfeksiyon kontrolü ve cerrahi prosedürlerin önemini hatırlatan bir ders niteliği taşıyor. Tıp literatürüne geçen bu vaka, bilim insanları tarafından bağışıklık sistemi ve kanser hücreleri arasındaki ilişkilerin daha iyi anlaşılması için önemli bir çalışma alanı olarak değerlendirilmeye başlandı.
Kanser hücrelerinin bulaşması ne kadar olası?
Uzmanlar, cerrahların ve diğer sağlık çalışanlarının bu tür risklerle karşılaşma ihtimalinin son derece düşük olduğunu belirtiyor. Ancak bu nadir vaka, bağışıklık sistemi ve kanser hücrelerinin etkileşimlerini anlamak adına eşsiz bir örnek olarak nitelendiriliyor.
