Geçtiğimiz yasama döneminde TBMM’de görüşmelerine başlanan ve eğitim emekçilerinin, sendikaların itirazları sonrası geri çekilen Öğretmenlik Meslek Kanunu hiçbir değişiklik yapılmadan yeniden Meclis’e geldi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer kanun görüşmelerinde söz alarak eğitim emekçileri ile milyonlarca öğrencinin eğitim alanında yaşadığı sıkıntıları gündeme getirdi. 

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 1,2 milyon eğitim emekçisi ile 17 milyon öğrencinin eğitim hakkını ilgilendiren hayati bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Çakırözer, “ Ama bu düzenleme maalesef ne öğretmenlerimizin ne evlatlarımızın ne de onların ailelerinin talep ve beklentilerini karşılamaktadır. 22 yıllık iktidarınızda 9 bakan değiştirdiniz, gelen her Bakanla eğitim yazboz tahtasına dönüştürüldü. AKP'nin bu iş bilmezliğinin bedeli ise ülkemizin yarınları evlatlarımıza, ailelerine ve özveriyle çalışan eğitim emekçilerimize ödetildi. İşte, şimdi de öğretmenlerimizle, eğitim bileşenleriyle tartışmadan, dayatmayla Meclis’e getirdiğiniz bu metinle de ödetilmeye devam edecek” dedi.

“Öğretmenlerin diplomasını çalma projesi”

“Bu teklif asla bir Meslek Kanunu değildir. Ya nedir? Atamadığınız yüz binlerce öğretmenin diplomasını çalma projesidir” diyen Çakırözer şunları söyledi:

“İşte, üzerine söz aldığım 29'uncu maddede bahsi geçen Millî Eğitim Akademisi tam da budur. Siz bu kanunla eğitim fakültesini bitirmiş, diplomasını almış ve hatta KPSS'yi de kazanmış yüz binlerce öğretmene ‘Sen öğretmen değilsin’ diyorsunuz. Eğitim fakültelerini değersizleştiriyorsunuz. Öğretmenlik hayali kuran gençlerin geleceğini çalıyorsunuz. ‘Benim adamım değilsen öğretmen olamazsın’ diyorsunuz. Öğretmenlik mesleğini sadece Bakanlığın belirleyeceği hazırlık eğitimine dayandıran bu anlayışı öğretmenler reddediyor, eğitim sendikaları reddediyor, biz de kabul etmiyoruz. Nasıl ki kursla doktor, avukat yetiştirilemezse evlatlarımızı geleceğe hazırlayacak olan öğretmenler de kursla yetiştirilemez.” 

“Öğretmenlere itibarsızlaştırma, ayrımcılık sürüyor”

Öğretmenlerin, eğitim sendikalarının Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı günlerce direndiğini ancak uyarı ve talepler dikkate alınmadan teklifin aynı şekilde Meclis’e getirilmesine tepki gösteren Çakırözer, görüşmelerde şunları söyledi:

“Öğretmenler günlerce bu kanuna karşı Meclis kapısında direndi, uyardı. Ne dediler? ‘Ekonomik sorunlarımıza çözüm üretmeyen, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı, eşitsizliği derinleştiren bu teklifi istemiyoruz’ dediler. Kanunu geri çektiniz, üç ay beklediniz, aynen geri getirdiniz. İktidarınızda itibarsızlaştırdığınız öğretmenlik mesleğinin saygınlığı için tek bir adım yok. ‘Ücretli, sözleşmeli, uzman öğretmen, başöğretmen’ ayırımcılığı aynen sürüyor.  Özel okul öğretmenlerinin çaresizliği yine görmezden geliniyor. Sayıları yüz binleri bulan KPSS mağdurlarının, engelli öğretmenlerin, norm kadro sözü verilen PDR'cilerin, mağduriyet yaşayan depremzede öğretmenlerin hiçbirisi bu kanunda yok.”

Kazım Kurt: Kapatmak teslim olmaktır, biz kreşlerimizi kapatmayacağız Kazım Kurt: Kapatmak teslim olmaktır, biz kreşlerimizi kapatmayacağız

“22 yıl sonunda okul kapısında güvenlik, içeride temizlik yok”

“2024 Türkiye’sinde 22 yıllık iktidarın okulları getirdiği durum işte ortada: Kapıda güvenlik yok, içeride temizlik yok, hijyen yok. Öğrenciler, veliler, öğretmenler ellerinde bez, süpürge sınıf temizliyor, tuvalet temizliyor. Genel Başkan Yardımcımız Suat Özçağdaş milletvekillerimizle, sendikalarla yaz boyu il il gezdi, uyardı. Üç ay beklediniz, hiçbir önlem almadınız. Şimdi ise kadrolu, güvenceli personel istihdam etmek yerine İUP, TYP adı altında yine emek sömüren geçici önlemlerle sorunu geçiştirmeye çalışıyorsunuz. Taşımalı eğitim gören köy çocuklarının servislerine tasarruf diye göz diktiniz. Evlatlarımızı yatılı okullara, aileleri köyden göçe mahkûm ettiniz. Çocuklarımıza bir öğün yemeği çok gördünüz. Okullarda bir tost 70 liraya satılırken siz günlük 3 lira yardım yapmakla övünüyorsunuz. Sizin beceriksizliğiniz yüzünden, okulların ihtiyaçları velilerden bağış adı altında zorla toplanan paralarla karşılanmak zorunda. Veliler ile öğretmeni, okul yönetimini karşı karşıya getirdiniz. Birleştirilmiş okullarda otuz dakikalık derslerle çocuklarımız bir yılını kaybediyor. Her yıl ağırlığı kız evlatlarımız olmak üzere on binlerce çocuğumuz eğitimden kopuyor.”

“Bilimsel, çağdaş, laik eğitim mücadelemiz sürecek”

“Bu sorunlar çığ gibi büyürken siz ne yapıyorsunuz? ÇEDES'lerle, cemaat ve tarikatlarla yapılan protokollerle evlatlarımızı bilim yolundan koparma, zihnini karartma peşindesiniz. Bakanlıkta ve taşra teşkilatlarımızda tarikatçı kadroları yayma peşindesiniz. Evlatlarımızın en temel ihtiyacı olan beslenme, temizlik, güvenlik ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan, eğitim emekçilerimizi güvencesizliğe, yoksulluğa mahkûm eden bir eğitim sistemiyle dünyayla rekabet edemeyiz. Bu temel sorunları çözmeyen hiçbir kanunun ülkemize, geleceğimize faydası olamaz. Tüm bu zorluklara rağmen mesleğinin onuruna, evlatlarımızın geleceğine sahip çıkan, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği gibi fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmeyi kendine görev bilen tüm cefakâr, vefakâr öğretmenlerimizi yürekten selamlıyorum. Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi olarak çağdaş, demokratik, laik ve bilimsel eğitim sistemi mücadelemizi onlar için sonuna kadar kararlılıkla yürüteceğiz.”