“2001 yılından bu yana Sağlık Bakanlığı, 3-9 Eylül haftasını Halk Sağlığı Haftası olarak kutluyor. Bu hafta Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, sosyal medya hesaplarından halkımızı sabah yürüyüşlerine davet etti, sağlıklı beslenme için et, süt, yumurta, sebze, meyve yenilmesini önerdi” diyen Dr. Nazan Aksaray, “Bu paylaşımlarla ülkemizi yönetenlerin toplumun büyük kesiminden ne kadar uzakta olduğu bir kez daha görünür oldu. Sayın Bakan’ın, neredeyse gece karanlığında yola çıkan işçilerimizi, pazarın son saatlerinde kasalarda bırakılmış sebze, meyveyi almaya gelen kadınlarımızı görmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Dr. Aksaray, sağlık kavramını "kişilerin fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam iyilik halinde olması" şeklinde tanımlarken, halk sağlığını ise "bu iyilik için gerekli tüm koşulların sağlanması ve hastalıkların önlenmesi" olarak ifade etti. Ancak ülkede milyonlarca insanın açlık sınırının altında yaşadığını, işsizlik, kötü çalışma koşulları, eğitime erişim zorluğu, şiddet, güvensizlik ve çevre sorunları gibi pek çok halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı.
Aşı bulunamaması ve aşı karşıtlığının artışı gibi sağlık alanındaki olumsuzluklara da değinen Dr. Aksaray, 2001'den bu yana ülkeyi yöneten anlayışın sağlığı özelleştirdiğini ve ulaşılamaz hale getirdiğini belirtti. Bu anlayışta ne hastaların ne de sağlık çalışanlarının kıymetinin olmadığını ifade eden Dr. Aksaray, hastaların 3-5 dakikalık muayenelere mahkum edildiğini söyledi.
Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Başkanı Aksaray sözlerini şöyle tamamladı;
"Merkezinde rantın, paranın değil, insanın ve bilimin olduğu, liyakat sahibi yöneticilerin görevlendirildikleri, iyi eğitimin, şeffaflığın, hukukun, demokrasinin, barışın yani insan haklarının olduğu koşullarda halkın gerçek anlamda sağlığından söz edilebilir. Aksi, yani şimdi bizlerin yaşadığımız durum, sadece 'Dostlar alışverişte görsün.' sözünden ibarettir."