CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük iddialarına ilişkin Bakanlığın yanıtlarının, gerçekleri gizleyerek üstünü örtmeye yönelik olduğunu söyleyerek tepki gösterdi. TÜRASAŞ Teftiş Kurulu Başkanlığınca yürütülen soruşturmalardaki çarpık işleyişin, Bakanlığın tutumuna da yansıdığını vurgulayan Süllü, “TÜRASAŞ’ta sular durulmuyor; sürekli, yeni iddialar ortaya çıkıyor. Şimdi de bazı personellerin usulsüzce aldığı aile yardımlarının, inceleyen müfettişlerce sumen altı edildiği, dosyanın kapatıldığı konuşuluyor. Tüm bunlar olup biterken görevde olan Bölge Müdür Vekili görevden alındı derken bir duyduk ki; Ankara’da Genel Müdür Danışmanı olarak atanmış” diyerek olup bitenlerin kabul edilemez olduğunu söyledi.
“Bakanlık, hırsızlık ve usulsüzlük konusunda sessiz”
Satınalma ve İhale Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak, ihale komisyonu ve sözleşme biriminin devre dışı bırakılması, yetki limitlerinin aşılması ve kamu zararının oluşması gibi, ciddi iddiaların açıklığa kavuşturulması için verdiği soru önergelerine Bakan Uraloğlu’nun TÜRASAŞ Genel Müdürlüğü hesaplarının Sayıştay ve bağımsız denetim kuruluşu tarafından denetlendiği yanıtı ile yetinmesine Süllü ciddi tepki gösterdi. Eskişehir Bölge Müdürlüğünde devlet milyonlarca lira zarara uğratılırken gerekli denetim ve soruşturmaların yapılmadığını belirten Süllü, hangi mevzuata göre alım yapıldığı bilinmeyen satın almaların, belirli firmalardan fatura karşılığında temin edildiği iddialarının da yanıtsız bırakıldığını söyledi. Adı bakır hırsızlığı ile anılan firmaya ne işler yaptırıldığı, TÜRASAŞ’a toplam ne kadar fatura kestiği sorusuna da yanıt alamayan Süllü, çalınan cer motorları içindeki parça ve bakır kabloların miktarı ve ekonomik değeri hakkında ise Bakanlığın sessiz kalmayı tercih ettiğini ifade etti.
“Taşeron şirket soruları yanıtsız”
Bölge Müdürlüğünde taşeron şirketlerin faaliyetlerine ilişkin sorularına da yanıt alamayan Süllü, Eskişehir Bölge Müdürlüğü’nde doğrudan satın alma usulüyle dışarıdan iş yaptırılan bazı şirketlerin idare tarafından kayırıldığına ve çıkar elde ettiğine yönelik iddiaların yanıtsız bırakılmasının dikkat çekici olduğunu ifade etti.
“Görevden alındı, genel müdür danışmanlığı ile ödüllendirildi”
Tonlarca bakırın çaldırılması, satın almalardaki usulsüzlükleri gündeme getirmesi sonrasında, görevden alınan Eskişehir Bölge Müdür Vekilinin kamu zararından sorumlu tutulması gerekirken, adeta ödüllendirilerek Genel Müdür Danışmanı olarak atanmasının, Bölge Müdür yardımcısının apar topar emeklilik dilekçesi vermesinin, bambaşka soruları akla getirdiğini ifade eden Süllü “Kim ya da kimler, neden ve nasıl bazı kişileri koruyor? Kamu zararının üstü neden kapatılıyor? Usulsüz işlerin yürütüldüğü firmalarla ne tür ilişkiler var? Nasıl bir düzen kurulmuş” sorularını yöneltti. Kurumda 46 müfettiş kadrosu sorularının da Bakanlıkça cevaplandırılmayışını eleştiren Süllü, “Kurumda bunca müfettiş varken bunca usulsüzlüğün olup da sonuç çıkmaması nasıl olur? Usulsüzlük dosyalarının kabarıklığı basında da yer alan müfettişler kim tarafından korunuyor? Ya Teftiş Kurulu Başkanı ne yapıyor” diyerek gerçekleşen tüm usulsüzlüklerde belli müfettişlerin görevlendirilmesi ve olup bitenlere göz yumularak dosyanın kapatılmasının, akıllara farklı ilişkileri getirdiğini dile getirdi.
“Kamu zararının üstü örtülemez”
Süllü, ayrıca TÜRASAŞ’ın merkez ve taşra teşkilatında görev yapan memur ve sözleşmeli personele 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında ödenen aile yardımlarında yapılan usulsüzlüklerle kamunun zarara uğratılmasında kurumun gerekli adımları atmadığını ileri sürdü. Süllü, çalışan eşlerini yıllarca kuruma beyan etmeyerek usulsüz aile yardımı aldıkları tespit edilen 73 personel hakkında soruşturma izni verilmemesi, inceleme için görevlendirilen müfettişlerin usulsüzlük saptamasına karşın, idari soruşturmanın başlatılmadığı yönündeki iddiaların açıklığa kavuşturulması gerektiğini söyledi. Müfettişler ve Teftiş Kurulu Başkanının Türk Ceza Kanunu’nun 279. Maddesi gereği, kamu görevlisinin suçu bildirmeme suçunu işlediklerinin farkında olup olmadığını sorgulayan Süllü, “Üstüne üstlük bir de içeriği gizli bilgi ve veriler içeren bu bilgilerin paylaşılmaması için gönderilen yazı ile personel, adeta tehdit ediliyor” dedi.
“Personel ise bu yetersiz, liyakatsiz, adil olmayan iş ve işlemlerden yorgun, bıkkın. İşini düzgün yapmasına karşın, bu haksızlıklar ile usulsüzlükleri dile getirdikleri için cezalandırıldığı ve tehdit edildiği, usulsüzlük yapanların ise kollanıp korunduğu bir ortamda iş barışı da tamamen bozulmuş. Anlaşılan o ki; saygın bir müessese olması gereken müfettişlik kurumu da iyice yıpranmış; personel müfettişleri çakma olarak adlandırıyormuş. Nedeni ise devlet memurunun nüfuzu kötüye kullanma suçundan yargılanan liyakatsiz kişilerin müfettiş olarak atanmasıymış. Personel bankamatik memuru olduğunu söylediği bu çakma müfettişlere Teftiş Kurulu Başkanının adamına göre rapor tutturduğunu dillendiriyor” diyen Süllü, tarihi, güzide kuruluş TÜLOMSAŞ’ın getirildiği durumun, ülkede yönetsel sorunların küçük bir örneği olduğu ifade etti.
Kamunun uğratıldığı tüm bu zararlarda, müfettişlerin idari ve adli işlem yapılmasına gerek duymaması, TÜRASAŞ Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın görev ve sorumlulukları çerçevesinde adım atmaması; Bakanlığın da buna göz yummasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Süllü, kul hakkına giren, koruyan kollayan her kim varsa yargı önünde hesap vermesi için, tüm sorumlulara çağrıda bulunarak takipçisi olacağını açıkladı.