Yoksulluk gerek ülkemizde ve dünya genelinde yaygın olarak karşılaşılan ve en büyük sorunlardan biri olarak varlığını hissettirmektedir. Bu nedenle yoksulluk üzerine yapılan tartışmalar her gün biraz daha artmaktadır. Yoksulluğun pek çok sebebi vardır. Bunlar ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durgunluk, iş yerlerinin kapanması, iş imkânlarının yetersizliği, enflasyon, bireylerin gelir dağılımındaki adaletsizlikler, cinsiyet ayrımcılığı, kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşamama gibi ülkenin koşullarından kaynaklı olabileceği gibi bunların yansımaları sonucu bireyin düşen yaşam standartları sonucunda ortaya çıkan stres yalnızca ruhsal sorunlara değil fiziksel hastalıklara da yol açmaktadır. Stres bireylerin problemler karşısında sağlıklı bir şekilde baş etme becerilerini kullanmasını zorlaştırır. Yoksulluk bireylerin sadece ekonomik açıdan zorluklar yaşamasına neden olmaz. Aynı zamanda psikolojik, sosyal ve fiziksel olarak da çeşitli zorluklar yaşamalarına neden olur. Maddi sıkıntı içinde olan kişiler, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, aynı zamanda özsaygı, sosyal ilişkiler ve dışlanma gibi alanlarda da birçok problemle mücadele etmek zorunda kalırlar.
Psikoloji açısından duruma baktığımız zaman, ister istemez zihnimizde şu soru oluşur. Yoksulluk mu psikolojik sorunlara sebep yoksa psikolojik sorunlar mı yoksulluğa sebep olur? İç içe geçen bu olguları artık bir noktada ayıramaz hale geliriz. Ancak biz psikologlara en çok aktarılan durum ise yoksulluktur. Yoksulluk zihinsel sağlığımızı etkilediğini düşündüğümüz birçok faktörü de içermektedir.
Araştırmalar, yoksulluk şartlarında yaşayan bireylerin bilişsel kapasitelerinin etkilenebileceğini göstermektedir. Sürekli finansal kaygılarla meşgul olmak, zihinsel enerjiyi tüketir ve kişinin problem çözme, odaklanma gibi bilişsel işlevlerini zayıflatabilir. Yoksulluk bireyler üzerinde sürekli bir stres kaynağı yarattığından geçim sıkıntısı, temel ihtiyaçların karşılanamaması, borçlar gibi konular sürekli bir baskı oluşturur. Bu da bireyin kaygı düzeyini yükseltir, uyku bozukluklarına ve genel huzursuzluğa yol açabilir.
Maddi yetersizlikler, umutsuzluk ve çaresizlik hislerine yol açtığından yoksul bireyler, gelecekle ilgili karamsar olabilirler ve bu da depresif düşünceler geliştirmelerine neden olabilir. Maddi imkansızlıklar bireyin kendi değerine olan inancını zayıflatabilir. Maddi imkansızlıklar nedeniyle sosyal etkinliklere katılamamak ya da çevre tarafından dışlanma, yalnızlık ve sosyal ilişkilerin zayıflamasına yol açabilir. Sosyal izolasyona neden olabilir.
Yoksulluk içinde büyüyen ya da yaşayan bireyler, kendilerini yetersiz ya da başarısız hissedebilir. Özellikle sosyal çevreyle kıyaslama sonucunda düşük benlik saygısı gelişebilir. Bu da bireyin duygusal anlamda daha yalnız hissetmesine sebep olur. Toplum içinde damgalanma ya da dışlanma ile karşı karşıya kalabilirler. Bu durum, sosyal kimliklerini ve psikososyal uyumlarını olumsuz etkileyebilir, kendilerini "öteki" ya da değersiz hissetmelerine neden olabilir. Yoksul bireyler, maddi durumlarından kaynaklı olarak gelecekten umutsuz olabilirler. Eğitime, sağlık hizmetlerine ya da kariyer fırsatlarına erişimlerinin kısıtlı olması, gelecek için olumlu beklentiler geliştirmelerini zorlaştırır.
Eğer bu durumlar bireyin işini riske atıyor hatta çalışamama ile sonuçlanıyorsa kişinin üzerindeki baskı daha da arttığı görülmektedir. Umutsuzluğun ve ümitsizliğin eşlik ettiği krizler depresyonun ötesinde, bağımlılık, kaygı bozuklukları, psikoz hatta tedavi gerektiren intihar düşüncelerine bile yol açabilmektedir.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine baktığımız zaman ve onun bakış açısıyla yoksulluğu değerlendirdiğimiz zaman, yoksulluğun bireyin temel fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırdığı için, sosyal ilişkiler, özgüven ve kişisel gelişim gibi daha üst düzey ihtiyaçların karşılanmasını engellemektedir. Bu nedenle, yoksulluk bireyin psikolojik ve duygusal sağlığı üzerinde büyük bir baskı yaratmakta ve uzun vadeli gelişimi engellemektedir. Temel hedefimizin yoksullukla mücadele edilmesi olduğu unutulmadan yoksulluğun psikolojik etkilerini hafifletmek için sosyal destek, psikolojik danışmanlık ve uygun yardım programlarıyla bu etkiler hafifletilebilir.
Uzman Psikolog ve Sosyolog Mürüvvet Deniz Yıldırım