Eskişehir'in gururu olan Deneyim Kafelere yapılan son saldırı, toplumumuzun derinlerinde yatan bir rahatsızlığın dışavurumu gibi. Ali Rıza Efendi Deneyimli Kafe'nin duvarlarına sprey boyayla yapılan çizimler, sadece bir bina yüzeyini kirletmekle kalmadı; aynı zamanda kentimizin ruhuna, ortak değerlerimize ve geleceğimize de gölge düşürdü.
Bu olay, tek başına ele alındığında basit bir vandalizm vakası gibi görünebilir. Ancak daha geniş bir perspektiften bakıldığında, toplumumuzun içinde bulunduğu derin bir krizin semptomlarından biri olarak değerlendirilmeli. Gençlerimiz neden kendilerini ifade etmek için yıkıcı yollara başvuruyor? Toplum olarak onlara hangi alternatif kanalları sunuyoruz?
Tepebaşı Belediyesi'nin yaklaşımı takdire şayan. Cezalandırıcı bir tutum yerine, gençlere kapılarını açarak diyalog kurmayı tercih etmeleri, sorunun köküne inme çabasının bir göstergesi. Ancak bu olay, sadece belediyenin değil, tüm toplumun sorumluluğunda.
Eğitim sistemimizden aile yapımıza, medyadan sosyal politikalara kadar her alanda bir öz eleştiri yapmamız gerekiyor. Gençlerimize sadece "yapma" demek yerine, "neden" sorusunu sormalı ve onları dinlemeliyiz.
Bu olay, kentimizin fiziksel dokusuna verilen zararın ötesinde, toplumsal dokumuzda onarılması gereken yaraları işaret ediyor. Vandalizm, toplumun aynası olduğu kadar, yardım çığlığıdır da. Bu çığlığı duymalı ve ona kulak vermeliyiz.
Nihayetinde, bu olay bizim aynamız! İçler acısı halimizin, başarısızlığımızın, ihmalimizin aynası. Ya bu aynaya bakıp kendimize çeki düzen vereceğiz, ya da bu çirkin tablonun giderek büyümesine, bu ve bunun gibi görüntülere seyirci kalacağız.
Tercih bizim.